NURAN ATAYLAN
* 24 Ocak 1949, İstanbul.
* Rottweil Aufbau Gymnasium, Almanya.
Atatürk Kız Lisesi, Fındıklı-İstanbul.
İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Yüksek Okulu.
* TRT Ankara Radyosu’nda yabancı diller yapımcılığı.
* Bale Sanat Merkezi’nin kurucu ortağı ve eski yönetmeni.
* İstasyon Sanat Evi’nde, Sabri Berkel yönetiminde,
desen, yağlıboya ve kolaj kursları.
* Londra Morley College’de atölye çalışması.
* 1983’te İznik’e yerleşti ve
1985’te kolaj çalışmalarına başladı.
* 1988’de Bodrum’a yerleşti ve kendi otelleri olan
Su Otel’in yöneticiliğini yaptı.
* 1991, AX Ajans reklam şirketinin kurucu ortağı ve
genel koordinatörü.
* 1994’te İstanbul-Levent’te bütünsel bir sanat merkezi kurdu:
ART SHOW Türk ve Dünya Sanatları.
* 1996’da Büyükada’ya yerleşti: Atölye çalışmaları,
ilginç sokak sergileri, kültür-sanat organizasyonları,
Adalar Vakfı çalışmaları.
* Turing’in Büyükada Kültür Evi yöneticiliği.
* 2011’de Bodrum-Turgutreis’e yerleşti ve
yeni atölyesini oluşturdu.
* 1985-2013 arasında 1.000’e yakın kolaj yaptı,
sergiledi, sattı.
* 2016’dan beri Antalya-Konyaaltı’nda yaşıyor.
* Zafer Ataylan ile evli ve bir oğlu (Utku, 1969) ile
bir torunu (Ezgi, 1994) var.
Kağıdın Yeniden Doğuşu
Hemen hemen bir hiçten yaratılan kağıdın
kökleri çok derinlerde: Yeşilin altında,
yeraltı ırmaklarının altında, mağmanın da...
Kağıdın geçmişi yıldızların hamurunda,
bulutsuların renkötesi renklerinde belki de!
Kağıt, uygarlığın yalnızca bir simgesi değil,
varoluşu da... Bizim de varoluşumuz!
O yeniden doğdukça, biz de yeniden doğuyoruz.
Bu bir yenilenme, bir yaşama sevinci,
bir yaratma coşkusu... Kağıt yeniden var oldukça,
biz de yeniden var oluyoruz.
Kağıt, bize dünya'nın yüreğini açıyor:
Renklerini, kokularını, biçimlerini,
bileşimlerini, çoğulluğunu, titreşimlerini,
salınımlarını, ve arada bir çok derinlerden
duyduğumuz o gizil seslerini...
Kağıt, her an her yerden bizi çağırıyor,
bizimle bütünleşmek istiyor. Ele avuca sığmayan,
ışıltılı, cıvıltılı, kıpır kıpır bir çocuk
bu kağıt! Kaç bin yaşında olursa olsun,
hala çocuk, hala deli... Yaşadıkça, biz de
onunla çocuklaşıyor, onunla delleniyoruz işte!
Dünya türkmavi kağıttan bir balon.
Biz de binbir şiiriyiz onun.
REINCARNATION OF PAPER
Roots of paper go deep below the green,
stretch under the subterranean rivers
and find force within the magma...
Its history perhaps goes back to the
essence of the stars and may even be found
within the colors which lie beyond the
ultra colors of nebulae.
Paper is not only a symbol of civilization
but also its very existence... our existence.
For as it is reborn we come alive once more.
This is the renewing of the self, the joy of
living and exhilaration of creativity.
We exist once more, as it is reincarnated.
Paper helps open the heart of the world for us.
Its colors, fragrances, compositions,
vibrations, oscillations, plurality, as well as
its forms, shapes and dimensions are brought
into focus... and once every while we hear
the mysterious voices chanting from far away
and from very deep. It is perpetually calling
from near and distant, wanting to unify and
be one with us. Paper is mischievous child,
endlessly moving with bright and burning eyes.
No matter how many centuries have passed and
whatever the age, it is still a child, still
mad with delight! And as long as paper will
go on living, we too will become a child
and enjoy a little "madness" with it!
World is a turquoise colored paper balloon.
And we are its thousand-and-one poems.